Yıl 1923.
Atatürk'ü ziyaret etmek için bekleyenler vardır.
Bunlardan biri de yaşlı bir köylüdür, Nuri Efendi'dir.
Sırası gelince Atatürk'ün odasına girer.
Atatürk: ''Buyur Nuri Efendi'' der.
Nuri Efendi; Uşak'ın Kalfa köyünden geldiğini, babasından bir helva ve haşhaş yağı imalathanesi kaldığını, kendisi İstanbul'da askerliğini yaparken şeker üretimini öğrendiğini, sonra Avrupa'dan mektup zarfı içinde pancar tohumu getirttip ektiğini, bundan da şeker elde ettiğini anlatır.
"Benden ne istersin Nuri Efendi?" diye sorar Atatürk.
''Mehmet Hacim beyin önderliğinde 51 kişi birleştik,Terakki Ziraat A.Ş'yi kurduk. 600 bin lira sermayemiz var. Paşam, bize el ver. Şeker fabrikamızı kuralım'' der Nuri Efendi.
Cumhurbaşkanı Atatürk yerinden fırlar, Nuri Efendi'yi sevgiyle, saygıyla kucaklar;
''Hepiniz varolun! Türkiye'yi bu azim, bu istek bu şevk kurtaracak...'' der, gerekli talimatları verir.
Bugün satılarak yok edilmeye çalışılan Türkiye'nin ilk şeker fabrikasını, işte bu köylü Nuri (Şeker) Efendi kurmuştur.
İkisine de Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun.
Köylü Nuri Efendi'lerin kurduğu o fabrikaları bugün satıp yok edenlere rahmet dileme işini de yarınlara bırakıyorum.