Değerli Konut Vergisi'nin (DKV)gündeme gelmesinden bu yana konuyla ilgili birçok yazımı bu sütunlarda okudunuz. En son 23.12.2019 tarihinde “Değerli Konut Vergisi Anayasa'ya aykırıdır” başlığını taşıyan yazımda sıraladığım nedenlerle düzenlemenin Anayasa'nın 73. maddesindeki “ödeme gücü ve vergi adaleti” ilkelerine, 2. maddedeki “hukuk devleti” ilkesine, 10. maddedeki “eşitlik” ilkesine aykırı olduğunu ifade etmiştim.

Neden karşı çıkıyorsunuz?

Konuyu gerek ben, gerekse gazetem ve bazı yayın organları ısrarla gündemde tutup, Anayasa'ya aykırılıkları yasayı çıkaranların yüzüne vurdukça, nihayet gerçekler görüldü. 7 Ocak'ta Meclis'in açılması ile beraber, bu düzenlemenin yürürlüğünün 1 yıl ertelenip, yakınma konularının ve Anayasa'ya aykırılıkların ortadan kaldırılacağı ifade edilmiştir.

Bu arada kendilerine tebligat gelen kişilerin 15 günlük süre içerisinde mutlaka itirazlarını yapmalarını öneririm çünkü kanun halen yürürlükte. İtiraz edilmezse değerleme bedeli kesinleşir.

Ülkemizde zengin de, fakir de mali gücü ölçüsünde vergi ödesin. Buna hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak her düzenlemenin Anayasa'ya uygun olması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin “Esas Sayısı: 2003/73 Karar Sayısı: 2003/86” kararında yer alan ve  aşağıya aynen aldığım hukuk devleti tanımı, yasa yapanlar tarafından yazdırılıp, duvara çerçeveletip asılmalı ve her seferinde de okunmalıdır.

“Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasa'nın bulunduğu bilinci olan devlettir.”

Vergi tamamen kaldırılmalı

DKV ihdasına ilişkin olarak Emlak Vergisi Kanunu'na eklenen hükümler, Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Anayasa'ya aykırı bu düzenlemelere DKV'ye yeni kriterler ekleyerek devam etmek mümkün görülmemektedir. Anayasa'ya uygun DKV, değeri 5 milyonu aşan konutların kapsama gireceği ve devletin masa başında değerleme yapacağı bir ortamda mümkün değildir.

Maliye 103 bin konuttan 3 milyar DKV hedefini bir yana bırakıp, ülkemizde mevcut 26 milyon konut ve işyeri olduğunu dikkate alarak, belediyelerce 4 yılda bir belirlenen emlak vergi değerlerinden hareketle yeni bir model oluşturabilir. Böyle bir modelde herkes bu vergiye katılır ve tahsilat daha çok olur. Devletin israfı önlemek için, tasarruf yapmak gibi bir düşüncesi olmayıp, kamuoyu önünde israf ekonomisinden örnekler yaşandıkça, vatandaşın vergiye karşı direnç göstereceğini hesaba katmadan yapılacak olan düzenlemeler başarılı olamayacaktır.

Bütçe açık verdi diye, bu açığı kapatmak için can havliyle yasa çıkarıp sistemi yürütmek mümkün değildir. 7194 sayılı Kanun ile getirilen Dijital Hizmet Vergisi ve DKV uluslararası vergileme ilkelerine ve Anayasa'ya bariz aykırılık gösteren ve uygulama imkını bulmadan yürürlükten kalkacak olan düzenlemelerdir. Kanun teklifi Meclis'e sunulduğunda ve kabul edilerek yürürlüğe girdiği dönemde de yazılarımda sonucu önceden görüp, uyarılarımı yapmıştım.

Kanun yapmak bir sanattır. Ülke gerçeklerinden kopuk yaşayıp, aklınıza ilk geleni yaparsanız, hep hata yaparsınız. Bütün bunlara rağmen, hatayı kabul edip, hatadan dönmek de erdemdir. Tebrik ederiz…

Keşke bu işlerden anlayan insanların görüşlerini alsanız,  sözlerine kulak verseniz de, böyle dramatik sonuçlar ortaya çıkmasa…

“Devletin vergilendirme gücü, yurttaşı yok etme gücü olmamalıdır.”

Oliver Wendell Holmes