Yaklaşık 5000 yıllık geçmişi olan 39 ilde 8 milyon vatandaşı ilgilendiren ve yıllık 3 milyar dolar gelir elde ettiğimiz fındık bu sene de makus talihini yenemedi. Bize iktisat derslerinde hocalarımız “King kanunu”nu öğretmişlerdi. Bir ürün bir yıl az olduğunda fiyatları yükselir, öbür yıl o ürünün fiyatının yükseldiğini görenler daha fazla ürün yetiştirir ve ürünün bollaşmasıyla beraber ürün fiyatı düşer. Özeti buydu.

İtalyan Ferrero firmasına devredilen fındık piyasasına ne King ne de başka bir kanun işlemiyor.

Zaten rekolte beklenenin altında (yaklaşık 500 000 ton) gerçekleşti. Üretimin bir bölümü de sel sebebiyle denize gitti. Buna rağmen, Ferrero firması fındığın fiyatını 12 lira olarak açıkladı. Rekolte düşüklüğüne rağmen fındık fiyatı geçen yılın altında seyrediyor.

Öyle ki fındıklarını gündelik fındık işçilerine toplatan ve onlara 100 lira yevmiye ödeyen fındık üreticileri, elde ettikleri fındık gelirinden işçi parasını bile ödeyemiyor.

TMO NEREDE?

Bilindiği üzere son 5 yıldır fındık piyasası İtalyan Ferrero firmasına teslim edilmiş durumda. Fındığın hem ithalatçısı hem ihracatçısı aynı firma. Monopol bir piyasa görünümde olan fındık piyasasında piyasa yapıcı olarak TMO aracılığıyla varlığını hissetmek istediğimiz hükümet ortalarda gözükmüyor. Sanırım, üreticinin fındığını tamamen satmasını bekliyor.

TMO'nun fındık hasatı başlamadan önce piyasa yapıcı olarak bir fındık fiyatı belirleyip, piyasa yapıcı bir rol oynaması gerekirken, henüz tatil mahmurluğundan kurtulamamışlar galiba. Karadeniz Bölgesi'nde evlenmeyi düşünen gençler, kış aylarında sözlenir ya da nişanlanır. Düğün ne zaman diye sorduğunuzda “hep fındıktan sonra”derler.

Bayram nedeniyle bulunduğum Ordu'da, görüştüğüm gençler, düğün zamanını sorunca: “Abi ne düğünü, düğünü erteledik. Fındık fiyatı işçi parasını bile karşılamıyor. Bu gidişle evlenmek yerine kızı kaçıracağız” cevabını verdiler.

BU KADAR KÖTÜ MUAMELEYE KARŞIN

Köşemde, bundan önce fındıkla ilgili birçok yazı kaleme aldım. Fındıkta kurulan kölelik düzenini bilgilerinize sundum. Ama görünen o ki, biz nafile konuşuyoruz. Yılda 57 milyar dolar cari açık veren bir ülkede, ithal girdisi olmayan ve cari açığı net olarak azaltan fındığa bu kadar kötü muamele yapılıp, piyasayı tekelci zihniyete teslim eden, ama yine bu bölgede % 65 oy alan iktidarı kutlamak istiyorum.

Kanaatim odur ki; Karadeniz acı çekmekten hoşlanıyor.

Bir bölgenin ana gelir kaynağı olan, gençlerin evlenme ve yuva kurmasını finanse eden fındığın bir türlü hak ettiği değeri bulamaması ve tekelci sermayeye peşkeş çekme düzeninin ne zaman sona ereceğini hep birlikte bekleyip, göreceğiz.