1 TÜRKÜ 1 HİKAYE

Anadolu’nun zengin topraklarında büyümüş birçok türkünün kimi zaman acıklı kimi zaman neşeli hikâyeleri vardır. Helenistik kültürün doğduğu ve binlerce kültürün birleştiği Anadolu topraklarında Suzan Suzi türküsünün hikâyesi de umut dolu ancak sonu acılıdır.

Hikaye, Diyarbakır'da Dicle nehrinin yakınlarında Kırklar Dağı'ında geçer.

Her şey, Süryani bir ailenin şehre gelmesi ve yerleşmesiyle başlar. Hikâyede bahsedilen Süryani ailenin uzun zamandır çocuğu olmaz.

Kırklar Dağı'nın arkasında "kırklar ziyareti" adını verdikleri bir bölge vardır. Halk arasında bilinen, çocuğu olmayanları bu bölgeye gider ve dilekler dileyerek şifa bulmayı umarlar.

Süryani aile de son çare olarak bu bölgeye gidip içten dileklerini sunmuşlar. Ailenin bu içten ve saf dileklerini duyan güçler, Süryani aileye bir çocuk bağışlar. Çocuğun adına Suzan Suzi koyarlar. Suzan adı bölge yerlilerinin anlayabileceği Osmanlıca isim, Suzi de Süryani ailenin mensup olduğu dine hitaben konmuş bir isimdir.

Kızın annesi tarafından çok sevilir ve üzerine titrenir, ailenin tek çocuğu olarak el üstünde tutulur Suzan Suzi varlıklı bir ailenin mensubu olarak iyi bir eğitim alır.

Annesi her yıl, çocuğunun doğum gününde onu "kırklar ziyareti"ne götürerek kurbanlar keser. Süryani anne ona çocuk doğurması için tılsımlayan güçlere minnetini sunmak için her yıl bu geleneği tekrarlar.

Yıllar geçtikçe Suzan Suzi büyür ve güzelleşmeye başlar.

Kızın güzelliği o kadar eşsizdir ki bölgede efsane olur. Aile çocuklarını kendi gözlerinden dahi sakınarak koruyup kollamaktadır.

Yıllar geçer ve kızın evlenme yaşı gelir. Annesi her yıl yaptığı gibi yine kızını alarak kurban kesmeye "kırklar ziyareti"ne gider. Yanlarında sayılmayacak derecede hizmetçi vardır. Her biri kızın ve annenin yolculukta konforunu sağlamak ve korunduklarından emin olmak için görevlendirilir.

Anne kızıyla bölgeye vardığında hizmetliler kurban kesme töreni için hazırlık yapmaya başlamışlardır. Kızı daha önce şehirde gören Adil isimli genç çocuk da onları takip eder.

Kurban kesme telaşına kapılan anne ve hizmetçilerin gözünden uzak, Adil ve güzeller güzeli kız göz göze gelir, birbirlerine vurulurlar.

İlk görüşte aşık olan gençler birlikte "Kırklar Dağı"na kaçıp birlikte olurlar. Günlerce dağda birlikteliklerini sürdürürler.

Amncak bu durum şehirde çabuk yaylır, kız utancından dayanamayarak on gözlü köprüden atlayıp canına kıyar

Adil sevdiceğinin ölmesine dayanamayarak aynı köprüden atlar, sevdiğine kavuşacaktır.

Bu hazin hikâye bölgedeki ozanların ölümsüzleştirmesiyle bugün dillerden düşmeyen türkünün doğmasına neden olur.

www.netturk.com.tr