SAĞLIĞINIZA - Kadınlar. Acının, sessizce katlanılan tarafı. Şimdi ise bu acı, yatağın içinde bile kendini gösteriyor. İngiltere’de yapılan bir araştırma, her 10 kadından birinin cinsel ilişki sırasında acı çektiğini ortaya koyuyor. Evet, yanlış duymadınız. Acı sadece fiziksel değil, sessizlik de acı veriyor.
Bu araştırmayı yayımlayan BJOG dergisi, "disparöni" yani acı veren cinsel ilişki sorununu gündeme taşıdı. Kadınlar yaş fark etmeksizin bu sorundan muzdarip. Özellikle de 50'li ve 60'lı yaşlarının sonundaki kadınlar... Ama asıl çarpıcı olan? 16-24 yaş arası genç kadınlar da acı çekiyor. Yeni başladıkları bir ilişki, gerginlik ve sessizlik içinde yaşanan bir travma gibi.
CİNSEL İLİŞKİ VE UTANÇ
Sorun büyük, ama konuşulması daha da zor. Kadınlar bu acıyı dillendirmeye utanıyor. Çünkü toplum, kadınların cinselliğini hala tabu olarak görüyor. Kimse bu konuda konuşmak istemiyor, ne kadınlar ne de partnerleri.
Doktorlar ise çözümsüz olmadığını söylüyorlar. Yani, aslında konuşulsa çözülebilecek bir sorun var ortada. Peki, neden bu kadar sessiz kalınıyor?
YAŞLILIK MI GENÇLİK Mİ?
Araştırmaya yedi bin kadın katıldı. Yaşları 16 ile 74 arasında değişiyor. Ama sonuç hep aynı. Kadınlar acı çekiyor. Acı çekmenin nedenleri farklı: Vajinal kuruluk, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, uyarılma eksikliği, korku. Menopozdaki kadınlar için kuruluk başrolde. Genç kadınlar ise yeni oldukları bu deneyimde gergin. Zevk, bir köşede beklerken, acı sahneye çıkıyor.
Dr. Kirstin Mitchell, araştırmayı yürüten isimlerden biri. Genç kadınların partnerleriyle henüz tam anlamıyla rahat olmadıklarını ve bu yüzden acı çektiklerini söylüyor. Peki ya yaşlı kadınlar? Onların hikayesi çok daha derin. Karen gibi...
KAREN'İN HİKAYESİ
Altmış iki yaşındaki Karen, cinsel hayatının 40'lı yaşlarda düşüşe geçtiğini anlatıyor. Partneriyle artık rahat olamıyor. Kayganlaştırıcı kullanıyor ama faydası yok. İşi daha da zorlaştıran ise kaslarının kontrolünü kaybetmesi. Vajinismus denen bir sorun. Kadınlık, bazen istem dışı bir kapanma.
Karen bu acıyı dindirmek için doktoruna gitmek zorunda kaldı. Onun gibi pek çok kadın bu adımı atmaktan çekiniyor. Peki neden? Kendi vücutlarından utanmak mı? Yoksa toplumun baskısı mı? Karen sonunda çözüme ulaşmış, östrojen kremleri ve dilatör kullanarak acıyı azaltmış. Ama ya sessiz kalanlar?
KISIR DÖNGÜ
Sorun çözülmedikçe bir kısır döngü başlıyor. Cinsel ilişki sırasında yaşanan acı, strese yol açıyor. Bu stres ise acıyı daha da artırıyor. Çıkmaz sokak. Bu döngüden çıkmak için kadınların konuşması gerek. Acı, sadece fiziksel değil. Toplumsal çelişki, cinselliği hala bir utanç kaynağı olarak görmekte. Kadınların bu döngüden kurtulması için konuşulması gereken çok şey var. Ama önce sessizliğin bozulması şart.
Toplumun kadınlara sessizliği dayattığı bu çelişkili tablo, çözümün uzak değil, aksine konuşulabilir olduğunu hatırlatıyor.