NET TÜRK TV

Sabah uyandınız. Çayınızı demlediniz. Belki günün ilk ışıkları pencereden süzülüyor. Bir an için her şey normal gibi. Ama değil! Çünkü cüzdanınızdaki kredi kartı borcu artık ödenemez durumda. Daha doğrusu, sadece kredi kartı olan o cüzdan alev alev yanmakta.

CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, sözleriyle beyninizi bombalıyor sanki; "Bireysel iflasın eşiğindeyiz," diyor. Haksız mı? Değil. Kredi kartına borcu olmayan kaldı mı? Tabii ki yok. Artık maaşlar, geçim için değil, borç ödemek için var. Maaşı alır almaz bankaya koşuyoruz. Borcu ödüyoruz. Sonra? Kalanla tekrar borç yapıyoruz. Bir döngü bu, hiç bitmeyen bir çark.

Peki, bu nasıl oldu? Çok basit. Hayat pahalılaştı, biz borçlandık. Eskiden markete gidince en fazla iki poşet alırdık. Şimdi marketten çıkınca elimizde kredi kartı ekstresi var. Öyle bir hayat oldu ki, en temel ihtiyaçlarımız için bile borçlanıyoruz. Yani, artık sadece aç değiliz; aynı zamanda borçluyuz da.

HERKES BORÇLU, AMA BANKALAR MUTLU

Yeşilada’nın Sert Düşüş Senaryosu Yeşilada’nın Sert Düşüş Senaryosu

Türkiye Bankalar Birliği verileri ortada. 2024’ün ilk yedi ayında bireysel kredi kartı borcundan yasal takibe alınanların sayısı 784 bin. Yetmedi mi? 642 bin kişi de bireysel kredi borcundan dolayı takibe düşmüş. Toplamda 1 milyon 63 bin kişi yasal takipte. Yani koca bir "borçlular" ordusunun peşinde icra memurları koşuşturuyor.

Banka borçları, kredi kartları, icra dosyaları derken bir ekonomik savaşın içindeyiz. Ama bu savaşın galibi belli: Bankalar. Onlar her borçta, her gecikmede kazanıyor. Faiz gelirleri artıyor. 89 milyar TL, sadece sorunlu kredilerden gelen alacak miktarı. Bu da yetmedi; bankaların toplam faiz geliri 2 trilyon lirayı aşmış durumda. Ve bunun 717 milyar lirası, bizden, yani borçlu vatandaşlardan alınan faizler.

Bunu düşününce, kredi kartını cebinize koymak bir kalkan değil, bir zincir haline geliyor. Bir yanda 21 milyon 500 bin icra dosyası var, diğer yanda koca bankalar. Halk borçla, icrayla, açlıkla boğuşurken, bankalar tarihlerinin en parlak dönemini yaşıyor.

AÇLIK SINIRI ALTINDA BORÇLU YAŞAM

İnsanlar asgari ücretle yaşıyor. Kimisi emekli maaşıyla. Ama bu yaşam değil, hayatta kalma mücadelesi. Her gün biraz daha dibe batıyoruz. İşçiler, emekliler, küçük esnaf... Herkes borçlu, herkes perişan. Açlık sınırı altında, kredi kartıyla market alışverişi yapmaya çalışıyoruz. Sağlık giderlerimiz bile artık kredi kartında. Oysa sağlık, en temel ihtiyaç değil mi? Ama biz bunu da borçla karşılıyoruz.

Kredi kartı ekstrelerine bir bakın. Markete gidiyoruz, sağlık harcaması yapıyoruz, bir çift ayakkabı alıyoruz. Hepsi kredi kartında. Ya maaş? O zaten daha hesaba yatar yatmaz bankaya gidiyor. Borç ödüyoruz. Ama bu borç bitecek mi? Hayır, çünkü maaş yetmiyor, yeniden kredi kartına yükleneceğiz.

BORÇ BATAĞINDAN ÇIKABİLECEK MİYİZ?

Kimse bilmiyor. Bir yandan bireysel iflaslar artıyor. Öte yandan bankalar her geçen gün daha da zenginleşiyor. Bir tarafta işçiler, asgari ücretliler, emekliler... Diğer tarafta milyar dolarlık faiz geliri elde eden bankalar. Aradaki uçurum büyüdükçe, borç batağı da derinleşiyor.

Bireysel iflas nedir bilir misiniz? Her şeyinizi kaybettiğiniz an. Artık ne bir eviniz ne de bir arabınız kalmıştır. Sadece borçlarınız vardır. Borçlar da, hayatınızın geri kalanı gibi biriken ve artan bir yük haline gelir. İşte oraya doğru hızla ilerliyoruz. Bir zamanlar kredi kartını "acil ihtiyaçlar için" kullanırdık. Şimdi o kart, hayatımızın her anında var. Çünkü başka çaremiz kalmadı.

Kredi kartına yüklenmek, hayatı kart limitine sığdırmak demek. Ama ya limit biterse? İşte o zaman biteriz. Ve her gün biraz daha sona yaklaşıyoruz. Çünkü artık sadece maaşımız değil, hayallerimiz de borçlu.

RESMEN BATIYORUZ!

Borçla, faizle, icrayla, açlıkla boğuşuyoruz. Ama hâlâ kredi kartına yükleniyoruz. Çünkü başka bir çıkış yolu yok. Resmen batıyoruz.

Borçtan kurtulmak mümkün mü? Kimse bilmiyor. Ama bir gerçek var: Gökyüzü hâlâ mavi. Belki de bu, elimizde kalan tek teselli. Ama unutmadan, bankalar hâlâ kazanmaya devam ediyor. Onlar için hayat güzel, bizler için ise borç dolu bir karanlık...

WWW.NETTURK.COM.TR

Editör: Haber Merkezi