Türkiye’den bir bilim insanının Avrupa Arıcılık Federasyonu’nda başkan seçilmesi ne anlama geliyor?
Prof. Dr. Aslı Özkırım, Avrupa Arıcılık Federasyonu’nda (EBA) Arı Sağlığı Bilim Kurulu Başkanı olarak seçildi. Bu, yalnızca kişisel bir başarı değil; Türkiye’nin bilimsel çalışmalardaki yerini ve prestijini artıran bir adım. Dünyanın dört bir yanından bilim insanlarını bir araya getiren bu kurul, arı sağlığına dair politika ve projeleri yönlendiren en önemli organlardan biri. Prof. Dr. Özkırım, burada lider olarak Türkiye’nin sesini duyuracak.
Türkiye’nin çam balı gibi bir değeri neden yıllarca Avrupa pazarında yer bulamadı?
Çam balının analiz değerleri, çiçek balından farklı olduğu için Avrupa, yıllarca “Bu bal değil” dedi. Ancak bilim, ön yargıları kırdı. Prof. Dr. Aslı Özkırım ve ekibi, yaptıkları çalışmalarla çam balının özel bir bal türü olduğunu kanıtladı. Sonuç? Çam balı, Avrupa Birliği mevzuatlarına dahil edildi. Bu başarı, Türkiye’nin tarım ve arıcılık alanındaki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
Prof. Dr. Aslı Özkırım neden kendini “kraliçe arı” olarak tanımlıyor?
Bilim yolculuğunun başında, sorularına cevap alamayan bir akademisyenken, bugün Türkiye’nin her arıcısı tarafından “kraliçe arı” olarak anılıyor. Bu, sadece bir unvan değil; bilimsel çalışmalarının toplum tarafından kabul gördüğünün ve takdir edildiğinin bir simgesi. Prof. Dr. Özkırım’ın bu unvanı alması, bilimde kadınların gücünü de gözler önüne seriyor.
Türkiye arıcılıkta dünya ikincisiyken, neden bu alandaki başarıları yeterince bilinmiyor?
Türkiye, arıcılıkta dünya sahnesinde oldukça güçlü bir konumda. Ancak bilimsel temsiliyetin eksikliği, bu başarıların yeterince duyulmamasına neden oluyor. Prof. Dr. Aslı Özkırım gibi isimler, bu açığı kapatıyor. Uluslararası komitelerde daha fazla Türk bilim insanının yer alması, ülkemizin değerlerini tanıtmak açısından kritik öneme sahip.
Yurt dışından gelen iş tekliflerine rağmen Prof. Dr. Aslı Özkırım neden Türkiye’yi tercih ediyor?
Prof. Dr. Özkırım, yurtdışında çalışmayı reddederek, Türkiye’ye olan borcunu burada ödediğini söylüyor. “Burslarla okudum, ülkeme borcum var,” diyor. Milliyetçi bir duruşla, uluslararası başarılarını Türkiye’nin adını duyurmak için kullanıyor. Bu, yalnızca bir bilim insanının hikayesi değil; aynı zamanda bir vefa ve aidiyetin de ifadesi.
Kadın bir akademisyen olarak arıcılık alanında çalışmak hangi zorlukları getiriyor?
Başlarda sorularına cevap bulamayan, erkeklere yönelik bir iletişim bariyerini aşmak zorunda kalan Prof. Dr. Aslı Özkırım, bugün sadece bilimsel başarılarıyla değil, toplumsal algıyı değiştiren bir figür olarak öne çıkıyor. Onun hikayesi, kadınların bilimdeki varlığının önemini bir kez daha hatırlatıyor.