NET TÜRK TV

Yargı Çaycuma'da 'aşk'a gömüldü! Yargı Çaycuma'da 'aşk'a gömüldü!

Olay, Ordu'nun Saray Mahallesi'nde Gazi İlkokulu'nun bahçesinde yaşandı. O sabah, minik elleriyle annesinin elinden tutmuştu Miray. Uyum haftasıydı, hayatının en heyecanlı günü. Yedi yaşındaydı, dünyayı tanımaya, öğrenmeye hazır bir çocuktu. Küçük adımlarıyla okul bahçesine ilk kez adım atıyordu. Ama o adımlar, onun son adımları oldu. Öğretmen Banu Kaya, aracını okul bahçesine park etmeye çalışıyordu. Miray’ı fark edemedi. Çarpma anı, saniyeler sürdü. Ama o saniyeler, bir aileyi, bir okulu ve bir şehri yasa boğmaya yetti.

OLAY NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Banu Kaya, o günkü gibi rutin bir günde, arabasını her zaman park ettiği yere sürüyordu. Okul bahçesi, çocuklarla doluydu. O sırada Miray, arkadaşlarına doğru koştu. Anne Eda Arslan, bir an kızının elini bırakmıştı. Banu Kaya, park ederken küçük kızı fark edemedi. Aracın altında kaldı Miray. Her şey bir anda olmuştu. Bahçedeki insanlar çığlık attı. Annesi çaresizce bağırdı. Hemen ambulans çağrıldı. Küçük bedeni ağır yaralıydı. Hastaneye kaldırıldı. Ama doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı.

KÜÇÜK MİRAY’IN HAYALLERİ

Miray, altı yaşındaydı. Tüm çocuklar gibi hayat doluydu. Her sabah kalktığında dünyayı keşfetmek için heyecanla uyanıyordu. Okula başlamayı sabırsızlıkla beklemişti. Günlerdir yeni aldığı çantasını defalarca açıp kapatıyor, kırtasiye malzemeleriyle oynuyordu. Anne ve babası, onun bu heyecanına ortak olmuştu. Aile arasında Miray, hep neşesiyle anılırdı. Renkli kalemlerle resim yapmayı, hayallerini çizmeyi severdi. Geleceğe dair ilk hayalleri bile vardı. "Büyüyünce öğretmen olacağım," derdi. Ama o hayaller, artık sadece ailesinin hatıralarında kaldı. Yaşanamamış bir hayat, tamamlanmamış hayaller...

BANU KAYA’NIN PİŞMANLIĞI

Banu Kaya, yıllardır bu okulda görev yapıyordu. Öğrencilerini hep sevgiyle karşılamış, onların gelişimlerine katkı sağlamak için çabalamıştı. Ama o gün, hayatında geri dönülmez bir hata yaptı. Kazanın hemen ardından emniyete götürüldü. Orada, gözleri dolu, bitkin bir halde ifadesini verdi:
"Onu görmedim. Aracımı park etmeye çalışıyordum. O an neler olduğunu anlamadım. Onu fark ettiğimde artık çok geçti. Kendimi affedemiyorum. O aileye nasıl bir acı verdiğimin farkındayım. Bu acıyla nasıl yaşarım, bilmiyorum."

Mahkemede de aynı üzüntüyü tekrar etti. Kaza anını anlatırken gözyaşlarını tutamadı:
"Küçük bir çocuğun hayatını kaybetmesine neden oldum. Bu acı hep içimde olacak. Kendimi cezalandırdım. Vicdan azabı çekiyorum."

Mahkeme, tutuklanmasına karar verdi. Hakim, Kaya’nın dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet verdiğini belirtti. Artık o da bir başka hayal kırıklığıyla yaşayacaktı. Kendi hayatı da değişmişti. Bir çocuğun ölümü, onun da hayatını altüst etmişti.

AİLENİN ACI DOLU BEKLEYİŞİ

Hastaneye kaldırılan küçük Miray’ın durumu kritikmiş. Babası Yakup, annesi Eda, hastane koridorlarında dualarla beklemiş. Ama umutlar tükendiğinde doktorlar, acı haberi vermiş. Aile yıkılmış. O an, hiçbir sözün anlamı kalmamış. O an, bir babanın dünyası kararmış. O an, bir annenin kalbi paramparça olmuş.

İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Fatih Vargeloğlu ve Altınordu İlçe Milli Eğitim Müdürü Onur Bekyürek, hemen hastaneye gitmiş. Aileye destek olmaya çalışmışlar. Ancak acının ağırlığı, hastane odasına çökmüş. Hiçbir şey, onların acısını hafifletememiş.

GÜVENLİK ZAFİYETİ VE SORUŞTURMA

Kazanın ardından soruşturma başlatıldı. Bahçede araç trafiği olup olmaması tartışılıyor. Veliler tepkili. "Neden okul bahçesine araç giriyor?" diye soruyorlar. Bu kaza, birçok soruyu da beraberinde getirdi. Okul bahçelerindeki güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu konuşuluyor. Bu kazanın ihmalle gerçekleşip gerçekleşmediği inceleniyor. Bahçelerde güvenlik zafiyetine dair sesler yükseliyor. Veliler, daha fazla önlem alınmasını talep ediyor.

Ancak artık bu önlemler Miray’ı geri getirmeyecek. Küçük beden toprağa verilecek. Hayat bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Bir çocuk hayata gözlerini yumdu. Geride acılar, pişmanlıklar, sorular kaldı.

WWW.NETTURK.COM.TR

Editör: Haber Merkezi