NET TÜRK TV /YORUM

Eller Hayatın Aynasıdır!

Prof. Dr. Yusuf Kalko

Gözler kalbin aynasıdır derler. Bunun üstüne yazılan sayısız şarkı ve şiir var. Bir gözler bir de eller asla yalan söylemezler. Tüm samimiyeti ve yaşanmışlıkları onlarda görürüz. Bu yüzden ben de ellerin hayatın aynası olduğuna inanıyorum. Sağ elimizde Arapça 18, sol elimizde de 81 sayıları var. İşte bu rakamlar 99 rakamı ile Allah’ın isimlerinin toplamını veriyor. Ve hayatın bütün gerçekleri de aslında iki avucun içinde toplanıyor.

Babamı kaybedeli yıllar oldu, annem de 5 yıl önce göçtü aramızdan. Ezberlemişim ikisinin de ellerini. Babamın elleri nasırlıydı. Bekçilik ve kalorifercilik yaptığı zamandan avucunun içine kazınan yaşanmışlıklarıydı nasırları. “Oğlum kalorifer kazanını yakarken çok kürek salladım.” derdi. Dün gibi gözümün önünde… Ne söylediğini unutuyorum ne de avuçlarının içindeki nasırları.

Erken tanıştım ben de nasırlarla. Henüz çocukken babama yardım ettiğim çay ocağında her gün yüzlerce çay doldururdum. Kocaman çaydanlığın sapını kavramaktan sağ elimin orta parmağı nasır olmuştu. Onun izi de bugünlere kadar geldi. Nasır gitti ama o parmağım hafif yamuk kaldı. Elime baktığımda anımsıyorum o günleri. Küçücük, sıcacık çay ocağımızı… Sabahın beşinde sıcacık poğaça ve demli çayla yaptığımız kahvaltıları. Babamın nasırlı elleri ile küçücük ellerimi sıkı sıkı tutup yolda yürümemizi... Kışın üşüdüğüm zaman avuçlarının içinde ellerimi ısıtmasını…

Rahmetli annemin de yoğun bakımdayken ellerini ezberlemiştim. Çok güçlü elleri vardı, güçlü bir kadındı zaten. İki parmağının arasında büyük bir kesisi vardı. Benim çocukluğuma dayanıyordu o kesinin de hikayesi. Piknik yapmayı çok severdik. Bu yüzden fırsat buldukça tüm aile kalabalık olarak pikniğe giderdik. Mangalı babam yakardı genelde. Annem de etleri hazırlardı. Sofra kurma görevi de yengemindi. Biz de afiyetle oturur yerdik. Yine böyle bir gün annem etleri hazırlamaya çalışırken elini kesti. Baya derin bir kesik olduğu için hemen hastaneye götürdüler. Geldiğinde eli sarılıydı. Elindeki çizgilere bir yaşanmışlık daha eklendi ve o günün hatırası iz, öylece kaldı. Hastane odasında ellerini öperken o ize dokundum ve piknik anımızı yaşadım tekrar. Bir de elinin üstünde yaraya benzer bir izi vardı. Anlatırdı o yarayla ilgili anılarını sürekli. Çok sıkıntılı günler geçirmiş az daha eli kesilecekmiş. Bir de ameliyat izi vardı elinde. Karpal tünel sendromundan ameliyat olmuştu. Çapa’daki asistanlık yıllarıma götürdü beni o iz. Aydın hoca geldi aklıma. Annemin ameliyatını yapan değerli hocam… O gün çok güzel bir laf söylemişti. Odaya girdi ve gururumu okşayan şeyler söyledi. “Kendinizle gurur duyun böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için.”dedi. Oda da biraz kalabalıktı, annemi ziyarete gelenlerden ötürü. Annemin nasıl gururla bana baktığını hatırladım o an.

Ellerini kazıdım hafızama sanki bir daha göremeyecekmişim gibi. Çok basit bir ameliyat için güle oynaya gelmişti hastaneye ama şimdi yoğun bakım odasındaydı. Sağ olarak çıkamadı o adadan 56 yaşında gencecik kaybettik. Elleri kaldı hafızamda.

Geçen Kayseri’ye gittim. Bir yakınımız vefat etmişti, son görevimi yapmak için hepimiz oradaydık. Çocukluğumdaki insanlar, beraber piknik yaptıklarımız… Annemin dayısının oğlu 80’li yaşlarda şimdi, bir anısını anlattı. “Senin anneni çok severdim. Annen küçükken çok yaramazdı. Koşardı, zıplardı. Bir yerine bir şey olacak diye çok korkardım. Arada da hafif pataklardım.” dedi. Annem geldi aklıma yine, elleri geldi, yaşanmışlıkları anımsadım.

Kendi ellerime bakıyorum. Çocukluğumdan kalma demliğin hatırası dışında bir de iki parmağımın arasında bir yara izi var. Bir gün üniversite hazırlık için dershaneye giderken binanın üstünden camlar inmiş elimi kesmişti. Baktıkça o güne gidiyorum.

Cerrahlar ellerine iyi bakarlar, ben de öyle tabi. Ellerimde nasırlarım yok ama yaşamışlıkların izi kazınmış hafızama. Biliyorum ki, insan geldiği yere kolay gelmiyor. O nasırlar yaralar boşuna oluşmuyor. Hafızamdaki babamın ve anamın elleri bana geldiğim yerleri, geçtiğim yolları hiç unutturmuyor.

Canım anacım, canım babacım. O güzel elleriniz hep hafızamda. O izler, o nasırlar benim en büyük hazinem. Her miliminde emek var, fedakarlık var, alın teri var, namuslu kazanç var. Ne mutlu sizin gibi ebeveyni olan biz çocuklara. Allah'ıma hamdolsun ki; anamsın, babamsın. Canlarım benim! Kıymetlilerim, benim de ellerimde hem sizdeki gibi çocuklarıma bırakacağım güzel, namuslu, emek olan izlerim var çok şükür. Ah anacım, vah babacım o mübarek ellerinizden öperim.

Kalın sağlıcakla…